22 Şubat 2007

KURAN'DAN ALINMA BAZI İLMİ KONULAR

Allah Yeri, gögü ve ikisi arasındakileri 6 günde yaratmış ve yorulmamıştır. Arşa egemenlik kurmuştur. (Kaf-38, Araf-54, Furkan-59, Yunus-3, Hud-7, Ahkaf-3, Secde-4, Hadid-4)

Arşı su üzerindedir. (Hud-7)

Arşı taşıyan ve çevresinde tespih eden melekler vardır. (Zümer-75. Mümin-7)

Melekler 8 adettir. (Hakka-17)

Melekler iki, üç ve dört kanatlıdır. (Fatır-1)

Gök boşluğunda kuşlar vardır. (Nahl-79)

Yeri 2 günde, dağları ve azıkları 4 günde ve son 2 günde 7 göğü yaratmıştır. (Fussilet-9,10,11,12)

Önce yeri sonra göğü yaratmıştır. (Fussilet-12, Bakara-29)

Gökler 7 kattır. (İsra-44, Fussilet-12, Nebe-12, Nuh-15, Mülk-3)

Gökleri direksiz olarak yükseltmiş ve yerin üstüne düşmemesi için tutmaktadır. (Lokman-10, Naziat-28, Gasiye-18, Rad-2, Rum-25, Hac-65)

Yakın göğü kandillerle süslemiş ve karanlıkta yol bulunabilsin diye yıldızları koymuştur. (Enam-97, Fussilet-12, Mülk-5, Saffat-6)

Yedi göğe Ay'ı nur, Güneşi kandil yapmıştır. (Nuh-16, Nebe-13)

Yeryüzünü uzatıp yaymış, beşik, yaygı, yapmış ve sarsılıp çalkalanmasın diye üzerine denge dağları dikmiştir. (Nahl-15, Kaf-6,7, Hicr-19, Lokman-10, Fussilet-10, Zariyat-48, Gasiye-19,20, Nuh-19, Enbiya-31, Nebe-6,7, Naziat-30,32, Rad-3, Bakara-22)

Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre allah katında 4'ü haram, toplam 12 Ay vardır. (Tevbe-36)

İlk insanı yaratmadan önce Melekler, Cinler ve Şeytan vardır. (Bakara-30,37, Sad-71)

Meleklere 'Ben çamurdan bir insan yaratacağım demiştir. (Sad-71, Hicr-28)

İnsani kuru çamur, balçık (Hicr-26, Rahman-14, Enam-2),

Çamur (Sad-71, Secde-7),

Yapışkan çamur. (Saffat-11)

Topraktan oluşan özden (Müminun-12, Rum-20) yaratarak ruhundan üflemiştir. (Hicr-29)

İnsanı spermden (Nahl-4, Yasin-77), aceleden (Enbiya-37), yaratıp, her canlı şeyi sudan oluşturmuştur. (Enbiya-30)

Kimi karnı üstünde, kimi İKİ AYAK, kimi dört ayak üstündedir. (Nur-45)

Ve İnsan'dan eşini vücuda getirmiştir. (Nisa-1, Zümer-6)

İnsanlar ve cinlerden bir çoğunu cehennem için yaratmıştır. (Araf-179, Hud-119, Secde-13)

Bu cinler aynen insan gibi kadınlarla cinsel ilişki kurabilmektedir ve ateşten yaratılmıştır. (Rahman-56, Hicr-27)

Bazı insanlar da maymun'a çevrilmiştir. (Bakara-65, Araf-166)

İsa da Adem gibi topraktan yaratılmıştır. (Ali İmran-59)

Allah insan için, hayvanlardan 8 eş (Zümer-6), 2 koyun, 2 keçi, 2 sığır, 2 deve olmak üzere (Enam-143,144) ve binek için at katır(?), eşek (Nahl-8) olarak hayvanları da yaratmıştır. (Nahl-5)

Yeryüzünde üzüm, hurma, asma, zeytin, nar, ekin meydana getirmistir. (Nahl-11, Nahl-67, Rad-4, Enam-99)

Nice nesilleri helak edip başka nesiller yaratmış (Enam-6), Nuh'dan sonra da bir çok nesli helak etmiştir. (İsra-17)

Bir şey yaratmak istediği zaman 'ol' demekte ve olmaktadır. (Yasin-82, Nahl-40)

22 yorum:

Adsız dedi ki...

BU AYETLERİN HEPSİ İNSAN SÖZÜ TANRI EGER VARSA BU KADAR SAÇMALAMAZ BU ONUN ALLAHLIHINA YAKIŞMAZ HEM NASIL BİR TANRIDIRKİ ACİZDİRKİ HERKEZ ONUN AZINDAN HABİRE TARİH BOYUNCA YAZMIŞ CİZMİŞTİRKİ ONLARA BİŞEY YAPAMAMIŞ YAPAN YİNE ACİZ İNSANLAR.DOGRU TANRININ SOPASI YOKKİ VURASIİ PEH Kİ PEH.

Adsız dedi ki...

sen dinsiz diye bir blog yapmışsın ama amacın islama saldırmak...

coskun dedi ki...

Bilmiyorsunuz ki pek çok şehir halkı gökten yağan ateş ve ya şok edici bir gazap ile yok edilmiştir.Allah'ın rahmeti gazabından büyüktür.Her hatamızda gökler başımıza inecek değildir...

BLOGunuzu inceledim.Tamamen hezayandır.Bazı ayetleri değiştirip ard arda sıralayarak yada Kur'anda anlatılan tarihsel olaylar bir kitaptan aktarılmamış vahiy ile Allah,Cebrail(a.s.) aracılığı ile peygambere iletilmiştir.H.Z. Muhammed(s.a.v)son peygamberdir.

Adsız dedi ki...

yayınladığınız bu ayetler szce neyi ifade ediyor-
... birde bunları inceleyiniz-
insan vucudu biliyorsunuz bir çok organ kendliğnden çalışmakta derin düşünürseniz elde değl durdurmak filan mide kalp -vs diğer organlar -
diyorki döktüğünüz meniyi yaratan sizmisiniz bizmiyiz
yeryüzünde sarsmaması içn dağları kazık gbi çaktık
- bulutlar gib dağlarda hareket etmektedr-
hz.musa allahı görmek istediğnde dağ paramparça olmuştur , böyle br dağ eski volkan afrika kıtasında vardır milli parktır aynı zamanda ??? daha biçok ayet sağırlara işittremezsin

Adsız dedi ki...

valla.. yok şöyleydi yok böyleydi diyeceğinize bir açıklama getirseniz adamın verdiği ayetlere de bizde bilgilensek biraz ??

Adsız dedi ki...

Cart Curt edip işkembeden sallamak kolay..... Aslolan ; varsa zeka ve bilgi... açıklayın ayetleri Saçma - vs. gibi şeylerle hakaret eetmek kolay tabe ......???

Adsız dedi ki...

herkesin inancı kendine ancak doğru olan bir şeyi farklı açılardan başkalarını da etkileyecek yanlışa çekmenin sorumluluğunu taşımak bu kadar kolay mı?
2 tür insana çok kızarım;
1.dinini yaşamaya çalışanlara saygısızlık edenlere
2.dinini gerektiği gibi yaşamadığını düşündüğü insanları hor görenlere
Eninde sonunda ölüm kapıyı çalacak o zaman herkes neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayacak.

Sonuçta,İnsanlar istediği gibi yaşamakta ve istediği şeye inanmakta özgür. Ancak aslolan vardır ki hiç bir iyiliğin karşılıksız kalmayacağı gibi kötülüğün de karşılıksız kalmayacağı ve dünyada ki eşitsizliklerin ezen ile ezilen arasındaki adaletsizliğin giderileceği bir gün gelecek...İşte bunun için bile bir durup ben ne yapıyorum, yaptığımın sonuçlarına katlanabilecek miyim diye sorguluyor muyuz kendimizi hiç...
Yaradan bizi, pergamberleri bir amaç için yarattı inannın ya da inanmayın ama inananlara saygı duyun yeter

Adsız dedi ki...

Sn,DİNSİZ,

KURAN'DAN ALINMA BAZI İLMİ KONULAR
Allah Yeri, gögü ve ikisi arasındakileri 6 günde yaratmış ve yorulmamıştır. Arşa egemenlik kurmuştur. (Kaf-38, Araf-54, Furkan-59, Yunus-3, Hud-7, Ahkaf-3, Secde-4, Hadid-4)------(diyorsunuz)
------------------------------------------

İLGİLİ AYETLERİN MEALLERİ HATALI OLUP,DOĞRU MEALLER İSE AŞAĞIDAKİ GİBİDİR!

KAF-38.AYETİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALİ ŞÖYLEDİR!

Muhakkak ki Biz gök(cisim)leri, arzı ve ikisi arasında bulunanları altı evrede/aşamada yarattık ve (evreni yaratırken Tanrı’nın yorulduğunu, bu yüzden sebt/cumartesi günü dinlendiğini ileri süren Yahudilerin bu iddiaları doğru olmadığı gibi) bize hiçbir acizlik/yorgunluk vs./ dokunmadı.’’ şeklindedir.

Hani Yahudiler,Tanrı evreni yaratıktan sonra sebt/cumartesi günü istirahata çekildi diye söylüyorlar, işte bu ayet onların bu iddilarını reddettiğinden dolayı son cümlesinde böyle bir ifade söz konusu olmuştur!!!
------------------------

A’RAF- 54.AYETİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALİ!

A’RAF-54:Şüphesiz ki Rabbiniz,gök(cisim)leri ve yeri altı evrede/aşamada yaratan,sonra evren üzerinde hükümrânlığını kurup (dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesini sağlamakla) birbirlerini aralıksız izleyip gelen gündüzü gece ile bürüyen Allah'tır. Güneş, Ay ve yıldızları buyruğuna başeğdirerek yaratmıştır. İyi bilin ki,yaratmak ve emir O’nundur/(evreni) yönetmek (yalnızca) O’na aittir. Âlemlerin Rabbi Allah’ın şanı yücedir!
------------------------------

FURKAN-59.AYETİN DOĞRU MEALİ!

FURKAN-59: Gök(cisim)leri,arzı ve bunların arasındakileri altı evrede yaratıp, sonra da kainat üzerinde hükümrânlığını kuran O'dur. O, sınırsız rahmet kaynağıdır: O halde (ey insan,ne isteyeceksen) her şeyden haberdar olandan (Sonsuz rahmet sahibi Rabbinden) iste.

YUNUS-3.AYETİN DOĞRU MEALİ!

YUNUS-3: Muhakkak ki Rabbiniz, gök(cisim)leri ve arzı altı evrede yaratan, sonra arşa/tüm kainata hükmeden,(her) işi idâre eden Allah’dır! O’nun izni olmadan hiçbir kimse şefâat edici değildir! İşte Rabbiniz olan Allah budur, o hâlde O’na ibâdet edin! Artık (iyice düşünüp) ibret almaz mısınız?
-----------------------------------

Adsız dedi ki...


HUD-7.AYETİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALİ!

‘’ Arş’ı (hükümranlığı ) ma-i (su gibi sıvı ) üzerinde idi..’’
’’Arşının su üzerinde olması ve evrenin saydamlaşması: Bilimsel bulgulardan olan ‘’ Evrenin saydamlaşması ‘’ olayı ile ayete bahsi geçen ma-i (su) arasında sıkı bir ilişki vardır. Zira (11:7.) ayetinin anlamına paralel yeni bilimsel bilgiler keşfedilmiştir.
SÜRPRİZ; EVREN’İN İLK HALİ SIVI:19 NİSAN – 2005
ABD.li bilim adamları atomları parçalayarak maddenin bilinmeyen yeni halini elde etti.
‘’ Kuark-gluon plazması ‘’ denilen yeni forum Brookkhaven Ulausal Laboratuvarı’nda Relativistik Ağır İyon Çarpıştırıcısı’nda,altın iyonları ışık hızıına yakın süratle çarpıştırılarak bulundu.Çarpışmanın yarattığı yüksek enerjiyle açığa çıkan‘’kuark-gluon plazmasının beklenenin aksine gaz değil, ‘’mükemmel bir kuark sıvsı ‘’ (ma-i) olduğu açıklandı.Bu buluş,evrenin büyük patlamadan bir an sonra neye benzediğini,yani (ma-i) sıvı bir halde olduğunu gösterdi.
Kuark-gluon plazması ” denilen yeni forum,Brookhaven Ulusal Laboratuvarı’nda Relati-
vistik Ağır İyon Çarpıştırıcısı’nda,altın iyonları ışık hızına yakın süratle çarpıştırılarak bu-lundu.Çarpışmanın yarattığı yüksek enerjiyle açığa çıkan ”Kuark-gluon plazması’nın,bek-lenenin aksine gaz değil,”mükemmel bir kuark sıvısı olduğu açıklandı.Bu buluş,Evren’inbüyük patlamadan bir an sonra neye benzediğini,yani sıvı bir halde olduğunu gösterdi…’’
KAYNAK: http:// hurarsiv.hürriyet.com.tr./göster/haber.aspx ? viewid=565485
http:// physicworld.com/cws/article /news/22043
Bilim adamları,Evren’in meydana geldiği büyük patlama’dan sadece bir an sonra tüm maddelerin”Kuark-gluon plazması” denilen sıvı bir halde olduğunu belirtiyor. ( alıntıdır)
http:// http://www.maksimum.com/teknoloji/haber/28/29647.php

İşte ‘’الله اعلم ‘’ Kur’an bununla,bugünkü anlamda yaratılmadan önce evrenin saydam ve (ma-i) su gibi sıvı haline işaret ediyor.Yani ayet normal içtiğimiz suya değil,maddenin saydam ve su gibi sıvı halindeki duruma vurgu yapıyor.!
-----------------------------

Adsız dedi ki...



AHKAF-3.AYETİN DOĞRU MEALİ!

AHKAF-3: Gök(cisimleri)leri, arzı ve bunların arasında bulunan her şeyi yerli yerince, gerçeğe dayalı sabit bir sistem üzerinde, hak bir gaye ve belirli bir süre için yarattık. Ama inkârda diretenler, kendisine karşı ikaz edildikleri (Kıyamet ve Âhiret gerçeği)nden ısrarla yüz çevirmektedirler.
------------------------------

SECDE-4.AYETİN DOĞRU MEALİ!

SECDE -4: Allah,gök(cisim)leri,arzı ve ikisi arasındakileri altı evrede yaratıp, onların yönetimini üzerine alandır. Sizin için ondan başka ne bir veli/koruyucu, nede bir arka çıkan yardımcınız (şefaatcı) vardır. Düşünmüyor musunuz?

-----------------------------

HADİD-4.AYETİN DOĞRU MEALİ!

HADİD-4:O,gök(cisim)leri ve arzı altı evrede yaratıp, sonra Arşa/ tüm kainata kanunlarını kurmuştur. Yere gireni, ondan çıkanı; gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız; ‘O’ sizden haberdardır ve Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir.
İşte görüldüğü gibi ayetlerin doğru meallerinde hiçbir sorun yoktur,sorunların kaynağı ise tamamen hatalı meal ve hatalı yorumlardır..
Özetle bilimle çelişen hiçbir ayet yoktur.…. (devam edecek)

Saygılarımla.

Adsız dedi ki...

1-‘’ Arşı taşıyan ve çevresinde tespih eden melekler vardır. (Zümer-75. Mümin-7) şeklinde gösterdiğiniz bu meallerde hatalar vardır.

ZÜMER-75.AYETİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALİ AŞAĞIDADIR!

1-ZÜMER-75: Ve sen,(kıyamet gününde) meleklerin arşın/Allah’ın mutlak buyruğunun altında bulunan varlık alemi) çevresinde halkalanıp hamd ile Rablerinin sonsuz yüceliğini dile getirdiklerini görürsün.Ki (o gün) herkes hakkında adaletle hüküm verilmekte ve şöyle denilmektedir: "Hamd olsun alemlerin Rabbi olan Allah'a!"şeklindedir.

MÜ’MİNÜN-7.AYETİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALİ!

2-Mümin-7:Arş’ı/Allahın varlık alemi üzerindeki mutlak buyruğuna eksiksiz uyarak sorumluluk bilincini/taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar (tüm melekler) Rablerini hamd ederek tespih ederler,O’na (ilmel yakinle) inanırlar ve inananlar için (şöyle diyerek) bağışlanma dilerler: “Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tövbe eden ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azâbından koru.”

2- و يمكن ان يكون المعني هو مجموع عالم الوجود او عالم ما وراء الطبيعة ، اما حملة العرش الالهي فهم الملائكة التي تقع عليهم مسؤولية تدبير امر هذا العالم بامر الله تعالي

Yukarıdaki metinde de anlatıldığı gibi,Arş,Allah'ın varlık alemi üzerindeki mutlak hükümranlık ve yönetimi; meleklerin arşı yüklenmesini,Allah'ın buyruğuna eksiksiz uyarak işlerini yürütmeleri;yine bazı meleklerin arşın çevresinde bulunmalarını da Allah'a manen yakın olmalarıdır.
----------------------------------------

Melekler 8 adettir. (Hakka-17)? (diyorsunuz)

Peki hangi melekler sekiz adettir? Neden ayetin ilk cümlelerini kesip sadece son cümlesini gösteriyorsunuz?

HAKKA 17.AYETİN DOĞRU MEALİ ŞÖYLEDİR!

HAKKA-17: (kıyamet koptuğunda) Melekler gökyüzünün her tarafında, Rablerinin verdiği emirleri uygularlar ve onların üzerinde (emirleri uygulayan) sekiz (görevli melek) vardır.’’ şeklindedir.Peki bunda ne var?

-----------------------------------------
Melekler iki, üç ve dört kanatlıdır. (Fatır-1) (diyorsunuz)

MELEKLERDE CENAH NE ANLAMA GELİR?

FATIR-1.AYETİN DOĞRU MEALİ ŞÖYLEDİR!

FATIR-1:Hamd,gökleri ve yeryüzünü (evreni) yaratan,melekleri;ikişer,üçer,dörder cenah/ kuvvet, özellik sahibi elçiler kılan Allah’a,mahsusutur .O yaratıkların kapasitesinde dilediği artışı gerçekleştirir: Şüphesiz Allah her şeye güç yetirendir.

Fatır Suresi 1.ayette geçen ‘’melek’’ kelimesinin ‘’ruhani kuvvet’’anlamına da gelir,ayrıca ayette bu meleklerin diğer bir anlayışa göre de kuvvetlerin, ikişer, üçer ve dörder cenahlı yaratıldığından bahsediliyor. Ayette geçen ‘’ecniha’’,cenah kelimesinin çoğuludur.Cenah kanat manasına geldiği gibi aynı zamanda‘’taraf,yön,cihet‘’anlamlarına da gelebilmektedir. Sonuç olarak bu açıklamalardan ayetten,meleklerdeki kuvvetin ikişer,üçer ve dörder yönlü olarak yaratıldığı bir anlam çıkmaktadır.

Mesela:Yaratıcı dört temel kuvvet yaratmıştır,Evren,bu dört temel kuvvet sayesinde işliyor.Bunlar kütle çekimi,elektromanyetizma,zayıf çekirdek kuvveti ve güçlü çekirdek kuvveti olarak adlandırılıyor Bu kuvvetler evrendeki her şeyin birbirleriyle etkileşim durumunda olmasını sağlıyor ve her birinin işlevi,etki uzaklığı ve etki şiddeti birbirinden farklıdır.

İşte elçi kılınan meleklerin de ikişer,üçer,dörder cenahlı olmaları,birbirlerinden faklı kuvvetlere sahip olarak yaratıldıklarının mecaz bir anlatımıdır.Meleklerin maddesel bir varlık olmadıkları gibi onlar için kullanılan cenah kelimesinin de maddesel bir varlık olmayan farklı kuvvetlerin birer sembolüdür

---------------------
Gök boşluğunda kuşlar vardır. (Nahl-79) (diyorsunuz)

Yine amacınıza uygun düşsün diye,ayeti ortasından cımbızlayarak ilk ve son cümlesini yazmamışsınız!

NAHL-79.AYETİN DOĞRU MEALİ ŞÖYŞEDİR!

NAHL-79:Gökle yer arasında(havada) uçuşanları görmezler mi?Onları orada tutabilen/özellikte yaratan/ancak Allah'tır, şüphe yok ki, bu gözlemlemede, inanan bir toplum için alınacak ibretler vardır.’’şeklindedir.Peki bunda da bir sorun var mı? (devam edecek)

Adsız dedi ki...


Yeri 2 günde, dağları ve azıkları 4 günde ve son 2 günde 7 göğü yaratmıştır.(Fussilet-9,10,11,12)(diyorsunuz)

Evrenin yaratılışıyla ilgili meallerde çok hatalar vardır!Bunların doğru mealleri ise aşağıdadır

FUSSİLET-9,10,11,12.AYETLERİN DOĞRU MEALLERİ AŞAĞIDADIR!

FUSSİLET-9: De ki:“Siz gerçekten yeri (yaşam için elverişli hale getirilmesi dahil) iki evrede yaratanı inkar edip duracak mısınız? Birde O’na eşler mi koşuyorsunuz? O, bütün alemlerin Rabbidir.

Fussilet-10:“Orada,(o iki jeolojik yaratılış süreci içinde) üstünden (kökleri yerin derinliklerine kadar inen) ağır baskılar yerleştirmiş olup orayı bereketlerle donatmış ve orada bütün canlılar için gerekli gıdayı,rızklarını Ondan bekleyip,ondan isteyen bütün varlıkların hayatî ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dört evrede (yılın dört mevsiminde) elde edilmek üzere planlamıştır.’’ şeklindedir

Peki burada dört evre,neden dört mevsim oluyor? Çünkü güneş sistemi yaratıldıktan sonra ondan kopup soğuyan dünya gezegenin üzerinde artık gece gündüzler,mevsimler,yıllar ve hayat için gerekli tüm koşullar oluşmuştur.Yeryüzü üzerindeki gıdalar da dört mevsim içinde elde edilmek üzere plana bağlanmıştır. Burada hem güneş sistemi,hem de dünyamız yaratılmış olduğu için artık zaman dilimleri ve evreler de yaratılış sürecindeki evrelerden farklı olabiliyor.Çünkü Allah katında zaman mefhumu bizimkinden farklıdır.

Bu nedenle baştan sonuna kadar dünyanın yaratılış süreci 9.ayete belirtildiği gibi, sadece iki evrede gerçekleşmiştir,ki o da göğün yaratılmasından sonradır (bkz:NAZİAT-30)

Naziat-30:Ve onun/göğün ardından da yeryüzünü yayıp yuvarlattı/ona geoit bir şekil verdi. Oradan da suyunu ve otlağını,bitki örtüsünü çıkarıp meydana getirdi.’’deniliyor..
Yani Büyük Patlama sonucunda evren ve dünyamız oluştuğunda fırıldak gibi dönen gaz ve toz bulutuydu.Evren,Büyük Patlamanın etkisiyle gitgide genişleyerek soğumaya devam etti. Bu süreçte Dünya da kendi ekseni etrafındaki dönüşünün etkisiyle zamanla dıştan içe doğru soğumaya başlıyor ve daha sonra hayat için elverişli hale getiriliyor. İşte dünyamızın bu yaratılış süreci göklerden sonra iki evrede gerçekleşmiştir.

Fuusilet-11: Bir de (daha önce) duman/gaz halinde bulunan semaya (evrene) yönelip ona ve (henüz sema gibi gaz halinde bulunan) yere “İster istemez,(boyun eğerek) gelin!”diye buyurmuştu.(Onlar da kendilerine has bir iletişim şekliyle) bizler boyun eğerek/isteyerek geldik’’ demişlerdi.

Burada da ilahi emir ve hitabı önce gaz halinde bulunan semaya,daha sonra yine gaz halinde bulunan arza irad buyurulmak suretiyle evren yasaları oluşturuluyor.

Fussilet-12:Derken onları yedi (manyetik kuşak) sema olarak iki evrede düzenlemiş ve her birine kendi yasasını vahyetmiştir. Ve (ardında) dünyaya en yakın semayı da ışık yansıtanlarla/ gezegenlerle donattık, (onları) bozmaktan da koruduk; işte bu,üstün olan ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir

BAKARA-29-O,dünya üzerinde ne varsa sizin için yaratan,bir de plan ve tasarımını (daha önce yaratmış olduğu) semaya uygulayıp onları (semavi unsurları) da yedi sema/ manyetik kuşak/halinde düzenlemiş olandır. Ve yalnız O’dur her şeyi (tastamam ve hakkıyla) bilen
İşte görüldüğü gibi Allah ÖNCE YERİ SONRA GÖĞÜ yaratmış değildir,ama hatalı mealler yüzünden maalesef böyle bir algı oluşuyor! Ayrıca göklerin ve yerin yaratılışıyla ilgili ayetler arasında bir çelişki de asla yoktur.

Özetle,İlk maddenin/ilk iptidai atomun patlayıp bölünmesi sonucunda meydana gelen yoğun bir gaz/enreji kütlesi uzayı kaplıyor ve iki evreden sonra,bu gaz halinde bulunan sema da yine iki evrede yedi manyetik semaya dönüşüyor.Ve en son güneşten kopup soğuyan dünyamız da yine iki evrede yaratılıp hayat için elverişli hale getiriliyor.Böylece toplam altı evrede evrenin yaratılışı gerçekleşmiş oluyor.Yani,zerre kadar ayetler arasında bir çelişki olmadığı gibi önce yer,sonra gök te yaratılmamıştır.( الله اعلم ) (devam edecek

Adsız dedi ki...

Gökler 7 kattır. (İsra-44, Fussilet-12, Nebe-12, Nuh-15, Mülk-3) (dinsizden alıntı)

KUR’AN DA GÖKLER İÇİN 7 KAT İFADFESİ GEÇMİYOR! BELKİ BİRBİRİYLE UYUMLU 7 SEMA GEÇER!

1-MÜLK-3: ‘’الذي خلق سبع سموات طباقا الخ

Mülk-3:O Allah ki yedi semayı birbiriyle tıbakan( mutabık uyumlu,ahenkli ) yaratandır....’’ şeklindedir.

2-NUH-15: ‘’الم تروا كيف خلق الله سبع سموات طباقا الخ

Nuh-15: Bilmez misiniz ! Allah,yedi semayı nasıl birbiriyle tıbakan (mutabık,uyumlu, ahenkli ) yaratmıştır..!

Ayrıca İsra - 44,Nebe -12, Mü’münün-17 ve Fussilet-12.ayetlerde 7 ‘’SEMA’’ dan söz edildiği halde, buralarda kat veya katmanlardan söz edilmiyor... Bu ayetlerde sedece 7 SEMA ifadesi geçiyor..yani bu ayetlerin meallerinde geçen ‘’ KAT ‘’ ifadesi kur’an’ın arapça metninde yoktur.KAT ifadesi hatalı meal ve yorumlardan kaynaklanıyor.

MÜLK-3 ile NUH-15.ayete ise yine ‘’طابق – طوابق ‘’tabık (tekil),tevabık (çoğul),yani KAT olarak değil de, ‘’طباقا ‘’ tıbakan‘’ yani birbiriyle uyumlu,ahenkli ifadesi geçiyor.
Arapçada ‘’ KAT ’’ kelimesinin karşılığı tekil olarak ‘’طابق ‘’ tabık, çoğul ise ‘’طوابق ‘’ tavabık ‘’ geliyor. Bu nedenle yukarıda gösterilen ayetlerin hiçbirinde ‘’KAT ‘’anlamına gelebilecek bir ifade yoktur... MÜLK-3 ile NUH-15.ayete ise, ‘’طباقا ‘’tıbakan ‘’ yani yüce Allah birbiriyle uyumlu,ahenkli yedi sema /yedi manyetik mekan kuşakları yaratmıştır.’’ ifadesi geçiyor.

İşte görüldüğü gibi,yukarıdaki ayetlerde yedi ‘’KATTAN‘’ değil, birbiriyle uyumlu,ahenkli yedi SEMADAN (7 gök,yani 7 manyetik kuşaktan ) söz ediliyor....!!!! ’’الله اعلم ‘’
KUR’AN DA GEÇEN YEDİ SEMANIN ANLAMI ŞÖYLEDİR !

EVREN:İçten dışa doğru yedi farklı manyetik mekan kuşaklarını temsil eder.
Buna göre dünya gezegeninden,ya da herhangi bir gezegenden semaya (göğe,uzaya) baktığınız zaman uzay sonsuzluğuna doğru sizi YEDİ MANYETİK MEKAN sarmakta,çevirmektedir.! Bunlar,dünyadan evrene bakıldığından,

1-Güneş sistemi ile birlikte temsil ettiğimiz uzay mekanı (yani birici sema,gök). Yaklaşık olarak 6.5 trilyon km’dir.

2-Galaksimizin temsil ettiği uzay mekanı ( ikinci sema,gök).Bunun kutru ise,30-100 bin ışık yılıdır.

3-Galaksi gurubumuzun temsil ettiği uzay mekanı (üçüncü sema,gök).Bu üçüncü sema galeksi gurubumuzun seması 2 milyon ışık yılı...

4-Galaksi guruplarının ortaklaşa temsil ettiği evrenin merkez radio manyetik mekanı. (dördüncü sema,gök) Evrenin iç çekirdeği sayılan galaksiler guruplarının toplu mekanı dördüncü sema 100 milyon ışık yılı çapındadır.

5-Kuasarların temsil ettiği evren mekanı (beşinci sema,gök).1 milyon ışık yılı mesafede.

6-Kaçan yıldızların temsil ettiği genleşen evren mekanı ( altıncı sema,gök). 20-100 milyar ışık yılı mesafededir.

7-Bunun dışındaki evrenin sınırsız sonsuzluklarını temsil eden evren mekanı (yedinci sema,gök).

Bu semalardan birinden diğerine intikal,hem hız yetersizliği yüzünden hem de manyetik gerilimleri aşaması yönünden imkansızdır.Bu semalara intikal için ışık hızını aşmak,maddi hüviyeti terk etmek gerekir.

Yani Kur’an yedi kattan değil,yedi farklı manyetik mekan kuşaklarından söz ediyor.(الله اعلم)

Adsız dedi ki...



Gökleri direksiz olarak yükseltmiş ve yerin üstüne düşmemesi için tutmaktadır.(Lokman-10, Naziat-28, Gasiye-18, Rad-2, Rum-25, Hac-65) (diyorsunuz)

BU AYETLERİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALLERİ AŞAĞIDADIR!

LOKMAN-10: O; gök(cisim)leri görebildiğiniz bir dayanak olmaksızın (uzayda) yarattı.Sizinle birlikte sarsılmasın diye, yeryüzüne (kökleri derinliklere inen) ağırlıklar yerleştirdi. Ve orada her türlü canlıyı yaydı.Gökten/bulutlardan su indirdik de orada her güzel çiftten bitirdik.

NAZİAT-27-33.ayelerin açıklamalı doğru mealleri!

NAZİAT-27-Sizi yaratmak mı daha zor,yoksa göğü/gök cisimlerini yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur.

28-Onu (semanın bütün gök cisimlerini) desteksiz yükseltti ve kusursuz işleyen bir sisteme bağladı.

29-Ve (yerkürenin kendi ekseni etrafında dönmesiyle meydana gelecek) gecesini karanlık, gündüzünü de aydınlık yaptı.

30-31: Ve onun ARDINDAN yeryüzünü yuvarlatarak (geoit şeklinde) bir düzene koydu; Ondan da suyunu ve otlağını çıkarıverdi.’’
Yani yaratılmış olan semanın/bütün gök cisimlerinin yedi manyetik kuşağı,çekim gücü,vs. bunların denge ve düzeni kurulduktan sonra dünya gezegeni de yaşam için elverişli hale getirilmiştir.

GAŞİYE-18: Ve (bakmıyorlar mı) semâya/gök cisimlerine/nasıl da (uzay boşluğunda) yükseltilmiş.

RAD-2: Allah gök(cisim)leri,gördüğünüz herhangi bir dayanak olmaksızın (uzayda) yükselten, sonra Arşa/ tüm varlık alemine,kâinata kanunlarını koyan,Güneş’i ve Ay’ı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür; âyetleri ayrı ayrı açıklar ki, Rabbinizin huzuruna kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.

RUM-25: Emriyle göğün/gök cisimlerinin ve yerin (kendi düzenlerinde) durması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra sizi yerden (kalkmaya) bir çağırdı mı,bir de bakarsınız ki (dirilmiş olarak) çıkıyorsunuz.

HAC- 65: (Ey insan!) Bilmez misin ki yeryüzünde bulunan her şeyi sizin için bir yasaya bağlayan; ve (buna) bağlı olarak denizde seyreden gemileri emrinize amade kılan; ve gök (cisimlerinin O izin vermedikçe yeryüzüne çarpmasına (yasalarıyla) engel olan Allah'tır: Şüphe yok ki Allah insanlara karşı pek şefkatli, hep merhametlidir.

İşte görüldüğü gibi bilimle çelişen hiçbir durum söz konusu değil,yeterki ayetin meali doğru verilsin.

----------

Yakın göğü kandillerle süslemiş ve karanlıkta yol bulunabilsin diye yıldızları koymuştur. (Enam-97, Fussilet-12, Mülk-5, Saffat-6) (diyorsunuz)

YAKIN GÖK YILDIZLARLA DEĞİL,IŞIK YANSITAN GEZEGENLERLE DONATILMIŞ!

FUSSİLET-12.AYETİN MEALİ ŞÖYLEDİR!

Fussilet-12:Derken onları yedi (manyetik kuşak) sema olarak iki evrede düzenlemiş ve her birine kendi yasasını vahyetmiştir. Ve (ardında) dünyaya en yakın semayı da ışık yansıtanlarla/ gezegenlerle donattık, (onları) bozmaktan da koruduk; işte bu,üstün olan ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir.

Yani doğru meal,’’Arza en yakın semayı kandillerle değil,ışık yansıtanlarla/gezegenlerle donattık…’’ şeklindedir.Bu nedenle komik dediğiniz bir durum söz konusu değil.
Yani ‘’FUSSİLET-12,MÜLK-5 ve SAFFAT- 6.ayetlerde YILDIZLARA değil,ışık yansıtan GEZEGENLERE’’ vurgu yapılmaktadır

------

Yedi göğe Ay'ı nur, Güneşi kandil yapmıştır.(Nuh-16, Nebe-13) (diyorsunuz )

NEBE-13.AYETİN DOĞRU MEALİ!

NEBE-13: Güneşi ışık ve enerji kaynağı olarak yaratmadık mı? ‘’şeklindedir.

NUH-15-16.AYETİNLERİN DOĞRU MEALLERİ!

Nuh-15: Görmüyor musunuz! Allah yedi semayı/manyetik mekan kuşaklarını nasıl birbiriyle uyumlu yaratmıştır.

NUH-16: Ve onlarla birlikte ayı bir ışık (yansıtıcı),güneşi de ışık enerji kaynağı yapmıştır.
(- قال قطرب : فيهنّ بمعنى معهنّ ، أي : خلق القمر والشمس مع خلق السموات والأرض ، كما في قول امرىء القيس )

İşte mealleri doğru verilen hiçbir ayete sorun yoktur… (devam edecek)

Adsız dedi ki...

FUSSİLET 10.AYETİN DOĞRU MEALLİ!

5-Fussilet-10: “Orada,(o iki jeolojik yaratılış süreci içinde) üstünden (kökleri yerin derinliklerine kadar inen) ağır baskılar yerleştirmiş olup orayı bereketlerle donatmış ve orada bütün canlılar için gerekli gıdayı,rızklarını Ondan bekleyip,ondan isteyen bütün varlıkların hayatî ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dört evrede (yılın dört mevsiminde) elde edilmek üzere planlamıştır.’’ Şeklindedir.

DAĞLARINFONKSİYONU!

Dağların rüzgarların hızlarını kesip, bir çok fırtınayı engellediği bilimsel olarak bilinmektedir.Aynı şekilde ağırlık noktalarıyla yerçekimi esasına göre bir denge unsuru sağladıkları da kolaylıkla anlaşılabilir.

Yine bilindiği gibi yer kabuğu parçalı plakalardan meydana gelmiştir,birbirine kenetlenmiş bu plâka parçalarına levha denir. Levhalar magmanın üzerinde yüzerler. Magmanın kaynayan bir su gibi döngü oluşturması, levhaların sürekli hareket etmesini sağlar. Yani bir geminin deniz üzerinde yüzdüğü gibi yer kabuğu da/levhalar adeta magma deryası üzerinde yüzmektedir Fakat dağların kökleri magmanın derinliklerine indiği için yer kabuğunda/ levhalarda hissedilebilecek ve düzensizlik oluşacak şekilde bir sarsıntı oluşmuyor.Örneğin su üzerinde bulunan geminin bir kısmı suyun içinde değilde,tamamı suyun yüzeyinde ise çok sarsılacak,ama onun bir ksımı suyun içine batmış ise fazla sarsılmaz.İşte dağların da kökleri magma deryasının içine doğru indiğinden lavhalarda hissedilecek ve düzensizlik oluşturacak bir sarsıntı olmuyor.Yani kur’an, yeryüzünün sarsılmasından bahsederken bu duruma işaret etmiş olur.Bu nedenle dağlar,depremleri değil,levhalarda meydana gelebilecek sarsıntıyı önlemektedir.

Dağların oluşumuna yol açan yeraltı etkileşimlerinde,yer çekimi etkisiyle ve magmanın itmesiyle yeraltı katmanlarının birbirlerine baskı yapmaları ön plandadır. Böylece katmanların içinde ve arasında oluşan ağır baskılar, bu katmanların bükülmesine veya kırılmasına ve belirli kısımlarının yükselmesine yol açar. Oluşan yükselme, aslında yer altındaki ağır baskıların rahatlatılmasıdır.Bilimsel ifadesiyle, basıncın azalması, yerkabuğundaki bu şekil değişiklikleri sayesinde sağlanmaktadır.

Bu açıdan bakıldığında dünyanın,içindeki ağır baskılardan inşirah bulmasının meyvesi, dağlardır.Yukarıda bahsedilen ayetler de zaten sarsıntıyı engelleyici olarak cebel kelimesini değil revasiye kelimesini kullanarak hakikate işaret etmiştir.Biz insanlar ise, bakış açımızdaki derinliğe ve zenginliğe bağlı olarak farklı şekillerde yorumlayabiliyoruz bu ayeti.

AYRICA DAĞLARIN FONKSİYONU HAKKINDA FRANK PRESS ŞÖYLE DİYOR?

“The Earth” (Yeryüzü) Kitabın yazarı Dr.Frank Press,Bilimler Akademisi başkanı şöyle diyor!

Yerkabuğu aslında sıvı bir ortamın üzerinde yüzer durumdadır. Yerkabuğunun kalınlığı çoğunlukla 5 km civarındadır. Oysa dağların altındaki kalınlık 35 km gibi değerlere ulaşmaktadır. Bunun sebebi dağların kazıklar gibi yerin altında bir köke sahip olmalarıdır…
Dağlar yerkabuğunu meydana getiren tabakaların çarpışmaları, bir tabakanın diğer tabakanın altına girmesi sonucu oluşmuştur.Üstte kalan tabaka kıvrılıp dağları oluşturmuştur. Alttaki tabaka da derine doğru uzanan dağın kökünün oluşmasını sağlamıştır.Böylece dağlar yeraltına doğru uzanan kökleri ile yerkabuğu tabakalarının birbirlerine kaynaşmasını sağlar
Dağların toprağın içinde derin kökleri vardır.
Dağların yerkabuğunun genel dengesini sağlamadaki etkisi izoztesi (isostasi) diye tanımlanır. Webster’s New Twentieth Century Dictionary’de (Webster’ın Yeni 20. yüzyıl sözlüğü) bu terim şöyle açıklanır: “Jeoloji’de dağların Dünya yüzeyinin altında oluşturdukları yerçekimsel kuvvet sayesinde yerkabuğunun genel dengesinin sağlanması.”
Dağların Yer kabuğunun genel dengesini sağlamadaki etkisi izoztesi(isostasi) olarak tanımlanır.
Modern jeolojik ve sismik araştırmalar neticesinde ancak keşfedilebilen bilimsel bir gerçeğin bilim ve tekniğin olmadığı bir asırda Kur’an da açıkça ifade edilmesini ne ile izah edeceksiniz? ‘’ alıntıdır ‘’

Adsız dedi ki...



Yeryüzünü uzatıp yaymış, beşik, yaygı, yapmış ve sarsılıp çalkalanmasın diye üzerine denge dağları dikmiştir. (Nahl-15, Kaf-6,7, Hicr-19, Lokman-10, Fussilet-10, Zariyat-48, Gasiye-19,20, Nuh-19, Enbiya-31, Nebe-6,7, Naziat-30,32, Rad-3, Bakara-22) (diyorsunuz)

YUKARIDAKİ AYETLERİN DOĞRU MEALLERİ AŞAĞIDADIR!

1-NAHL-15-16: Ve sarsılmamanız için yeryüzüne denge sağlayıcılar yerleştirdi, ırmaklar meydana getirdi ve şaşırmayasınız diye yollar ve alâmetler koydu ve onlar yıldızlarla da yollarını,yönlerini bulurlar.

2-KAF-6-7:Üstlerindeki göğe bakmıyorlar mı?Onu nasıl kurup meydana getirdik ve (gezegenler, yıldızlarlar ve sistemlerle) süsledik.Onda hiçbir düzensizlik/ dengesizlik, uyumsuzluk/da yoktur.

3-HİCR-19: Yeryüzünü genişletip içine sağlam dağlar yerleştirdik ve orada her şeyi mükemmel bir ölçüye göre bitirdik.

4-Zariyat-48-49.ayetlerin doğru mealleri:

Zariyat-48:Ve biz semayı/uzay ve içinde bulunan tüm gökcisimlerini bir güçle(sapasağlam bir bir sistemle) kurduk.Ve şüphesiz biz onu genişletmekteyiz.

Zariyat-49:Arzı da (sizin yaşamanız, yerleşmeniz için) genişçe yayılıp elverişli hale getirdik ve onu pek de güzel düzenledik!-

5-GAŞİYE-19-20: Ve (bakmıyorlar mı) semâya/gök cisimlerine/nasıl da (uzay boşluğunda) yükseltilmiş.Yerküreye bakıp bir şey anlamıyorlar mı? Nasıl yayılıp yaşamaya elverişli hale getirilmiş?

6-NUH-19: Allah yeryüzünü sizin (yaşamanız) için GENİŞ bir yerleşim yeri yaptı.

7-ENBİYA-31: Yeryüzüne,onlarla sarsılmasın diye (kökleri yerin derinliklerine kadar inen) ağır baskılar yerleştirdik.İstedikleri yerlere gide-bilsinler diye orada dağlar arasında geniş açık geçitler, yollar açtık.

8-NEBE-6: Yeryüzünü (size) yaşam için elverişili bir yer kılmadık mı,Dağları da arzı dengeleyen birer destek yapmadık mı?

9-NAZİAT-30-32: Ve onun ARDINDAN yeryüzünü yuvarlatarak (geoit şeklinde) bir düzene koydu; Ondan da suyunu ve otlağını çıkarıverdi.Dağları da sağlam bir şekilde olması gereken yere yerleştirdi.

10-RAD-3: O yeryüzünü (yaşam için) yayıp genişleten,orada dağlar,nehirler meydana getiren, orada her türlü meyve ve ürünü çift çift yaratıp var kılmış; (yerkürenin kendi ekseni etrafında dönmesini sağlamakla da) geceyi gündüze bürümektedir.İşte bunlarda iyice düşünen bir millet için belgeler, ibretler ve öğütler vardır.

RAD-3: O,yeryüzünü (yaşam için) yayıp genişleten, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden/bitkiden çift çift yaratan ve (yerkürenin kendi ekseni etrafında dönmesini sağlamakla da) geceyi gündüze bürüyendir.Şüphesiz bunlarda,düşünen bir toplum için (Allah'ın varlığını ve kudretini gösteren) deliller vardır.

BAKARA-22: O (Rabbiniz) ki,sizin için yeryüzünü bir yerleşme yeri (Karar) kıldı,göğü (atmosferi)de(sizi güneşin zararlı ışınlarından,büyük ölçüde meteor taşlarından,dünyanın aşırı ısınmasından ve aşırı soğumasından koruyan) bir tavan yaptı.Gökten de (üstünüzdeki bulutlardan da) su indirerek onunla,size besin olsun diye (yerden) çeşitli ürünler çıkardı.Öyleyse (bütün bunları yanlız O yaptığını) biliyor olduğunuz halde Allah'a ortaklar koşmayın.

İşte görüldüğü gibi ayetlerin doğru meallerinde bilimle çelişen veya sorunlu olan hiçbir ayet yoktur,zira sorunların tek kaynağı hatalı meal ve yorumlardır.

Adsız dedi ki...

Meleklere 'Ben çamurdan bir insan yaratacağım demiştir. (Sad-71, Hicr-28)İnsani kuru çamur, balçık (Hicr-26, Rahman-14, Enam-2),Çamur (Sad-71, Secde-7),Yapışkan çamur. (Saffat-11)Topraktan oluşan özden (Müminun-12, Rum-20) yaratarak ruhundan üflemiştir. (Hicr-29)İnsanı spermden (Nahl-4, Yasin-77), aceleden (Enbiya-37), yaratıp, her canlı şeyi sudan oluşturmuştur. (Enbiya-30)(sizden alıntı)

İLGİLİ AYETLERİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALLERİ ŞÖYLEDİR!

HİCR-28: Bir zaman Rabbin meleklere dedi ki: “Ben bir beşer/insan yaratacağım,yıllanmış çamurdan,değişken/şekil alabilen balçıktan! (yine ilk insana vurgu yapılmıştır.)
ENBİYA-30: İnkâr etmiş olanlar,göklerin ve yerin (tüm gök cisimlerinin başlangıçta bir madde/gaz halinde) tek bir bütün olduğunu,sonradan onları (büyük bir patlama ile) bizim ayırdığımızı,yaşayan her şeyi su sayesinde canlı kıldığımızı? (araştırp) öğrenmediler mi? (Bu gerçek karşısında) halâ inanmayacaklar mı?

(Burada canlılar için suyun temel hayat unsuru olduğuna vurgu yapılmıştır.)
Bu ayetlerde de hiçbir tutarsızlık yoktur,Zira,

ALAK-2: İnsanı (rahim cidarına) yapışan bir hücreden/embriyodan yarattı. (bu ayete vurgusu yapılan bizleriz,ilk insan değil.)

Nur-45-Allah bütün canlıları sudan yarattı.İşte bunlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır.
Yine burada da canlılar için suyun temel hayat unsuru olduğuna vurgu yapılmıştır.

Nahl-4-O,insanı bir damla sıvıdan/kendi içinde embriyoyu barındıran meniden yarattı.Fakat bakarsın ki (insan) Rabbine apaçık bir hasım oluvermiştir.

(NAHL-4.ayet ile ALAK-2.ayet aynı şeyi anlatıyor,çünkü Alak-2.ayete vuırgusu yapılan embriyo meni içinde bulunuyor ve bu her iki ayete de ilk insana değil,sonradan gelen insanlara vurgu yapılmıştır)

FURKAN-54:İnsan cinsini sıvıdan yaratan sonra üremesini sağlamak için soyunun devamını sağlayan, akrabalık duygusunu yaratan da O dur.Senin Rabbin her şeyi yerli yerince planlayandır.

(Burada da yine ilk insan değil,belki bizim gibi içinde embriyo bulunan meniden söz ediliyor)

HİCR-26:Biz (ilk)insanı toprağın çamurundan, yıllanmış kara balçıktan yarattık.
(burada bizler değil,ilk insanın suyla karıştırılmış çamurdan yaratıldığına vurgu yapılmıştır)

Hicr-33-İblis, Ben toprağın çamurundan, yıllanmış kara balçıktan yarattığın bir insana secde edecek değilim, dedi.

(Yine burada bizler değil,ilk insanın suyla karıştırılmış çamurdan yaratıldığına vurgu yapılmıştır.)

Araf-12- Allah buyurdu: Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir?(İblis): Ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın,dedi.

(Yine burada bizler değil,ilk insanın suyla karıştırılmış çamurdan yaratıldığına vurgu yapılmıştır.
Fatır-11- Allah sizi (ilk atanızı) topraktan,sonra (onun nesli olarak) sizi meniden/ embriyodan yarattır, sonra da sizi iki cinsten biri şekline sokar. O’nun bilgisi olmadan hiç bir dişi ne gebe kalır ne de doğurur. Bir canlıya ömür verilmesi de,onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır.Şüphesiz bunlar, Allah’a kolaydır.

(Burada da ilk insan topraktan,nesli de meniden/embriyodan yaratıldığına vurgu yapılmıştır)

Kıyamet-37-O (Rahme) dökülen bir damla meniden/embriyodan değil miydi?(meni)

(burada da ilk insan değil, bizim gibi meniden /embriyodan yaratılan o ilk insanın nesline vurgu yapılmıştır.)

(Enbiya-37)İnsan,aceleci (bir tabiatta,acele etme duygusuyla) yaratılmıştır.Size âyetlerimi göstereceğim, artık siz pek acele etmeyin

İşte bu ayetler arasında bir tutarsızlık asla söz konusu değildir.

Not: Yukarıda gösterilen bazı ayetler ile,meallerini verdiğim diğer ayetler aynı olmasa da yine aynı konuya değindikleri için bunları yazmaktan bir mahsur görmedim.

Adsız dedi ki...



Kimi karnı üstünde, kimi İKİ AYAK, kimi dört ayak üstündedir. (Nur-45) (diyorsunuz)
NUR-45: Yine her tür canlıyı sudan/su sayesinde yaratan (ve yaşatan) da Allah'tır: Artık onlardan kimi karnı üzerinde sürünmektedir; kimi iki ayağı, kimi de dört ayağı üzerinde yürümektedir.Allah dilediğini yaratır; Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir. (أحدهما : أن الماء أصل كل دابة . )
(Burada da canlılar için suyun temel hayat unsuru olduğuna vurgu yapılmıştır.)
-----------------------------------------------
Ve İnsan'dan eşini vücuda getirmiştir. (Nisa-1, Zümer-6) ( diyorsunuz )
NİSA-AYETİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALİ ŞÖYLEDİR!
Nisa-1-Ey insanlar! Sizi tek bir candan (ilk insanı oluşturan canlı hücreden) yaratan ve (o canlı hücrenin birkaç hücreye bölünmesiyle) onun/o ilk insanın eşini de ondan (onun cinsinden) meydana getiren ve (herbiri biyolojik bir süreçle bir beşer olarak vücut bulduktan sonra) ikisinden de bir çok erkek ve kadın üretip yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının.Ve Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının.Şüphesiz Allah üzerinizde bir gözetleyicidir. ( الله اعلم )
ZÜMER-6.AYETİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALİ!
Zümer-6: O,sizi tek bir candan (ilk insanı oluşturan canlı hücreden) yaratmış,(o canlı hücrenin bölünmesiyle de)onunla/o ilk insanla aynı tür ve mahiyetten eşini var etmiş ve sizin için çift çift sekiz evcil hayvan bahşetmiştir.Sizi annelerinizin karnında üç karanlık içinde peşpeşe yaratılış merhalelerinden geçirerek yaratmaktadır.İşte bütün bunları yapan Allah’tır sizin Rabbiniz, O’na aittir bütün kâinatın mutlak mülkiyet ve hakimiyeti. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Böyle iken, nasıl oluyor da farklı farklı inançlara yönlendirilebiliyorsunuz?
YANİ İLK İNSANDAN EŞİNİ VUCUDA GETİRMİŞ DEĞİLDİR,BELKİ İLK İNSANI NEDEN VUCUDA GETİRMİŞSE, EŞİ DE AYNI CİNSTEN VE AYNI YÖNTEMLE VUCUDA GETİRMİŞTİR !!!!!
Aşağıdaki tefsir mtinlerde de‘’ilk insanın eşi de kendisi gibi aynı cins,öz ve aynı yöntemle yaratıldığı hususu anlatılmaktadır!
1-( التحرير والتنوير) قيل : خلق حوي من بقية الطينة التي خلق منها آدم )
2-(زاد المسير ) وقال ابن بحر : منها ، أي: من جنسها )
3-وخلق منها زوجها أي: من نفسها، يعني من جنسها يتفكرون [الروم: 21].
(تفسير القاسمي

İnsanlar ve cinlerden bir çoğunu cehennem için yaratmıştır. (Araf-179, Hud-119, Secde-13) (diyorsunuz)

HİÇBİR KİMSE CEHENNEM İÇİN YARATILMAMIŞTIR,ZİRA İLGİLİ AYETLERİN BÜTÜN MEALLERİ HATALIDIR!
CEVAP:

-A’RAF-179: Gerçek şu ki,biz akletme ve düşünme yetenekleri olup da (hakkı) kavramaya, gözleri olup da (gerçeği) görmeye,kulakları olup da (hakkı) duymaya çalışmayan,(iradelerini yanlış yolda,nefislerinin arzusu istikametinde kullanan) cin ve insanlardan (bu tür davranışları nedeniyle) cehennemlik olan birçok kimseyi de (yeryüzünde) yaydık/onlara yaşama imkanı verdik.....'' şeklindedir.Yani kimse cehennem için yaratılmamıştır.

Adsız dedi ki...



‘’Bu cinler aynen insan gibi kadınlarla cinsel ilişki kurabilmektedir ve ateşten yaratılmıştır. (Rahman-56, Hicr-27) (diyorsunuz)

RAHMAN-56.AYETLE İLGİLİ GÖSTERDİĞİNİZ MEAL HATALIDIR!

RAHMAN-56.AYETİN DOĞRU MEALİ ŞÖYLEDİR!

56-Orada,bakışlarını yalnız (cennet ehlinin hizmetine) öylece çevirmiş bulunanlar (hizmetçiler) vardır ki,onlardan (cennet ehlinden) daha önce ne bir insan,ne de bir cin kendi hizmetinde çalıştırmak amacıyla onlara dokunmamıştır (hizmetinde çalıştırmamıştır).O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

Not: Kuran’da bahsedilen( حوري ) hurilerin,“cennete girecek erkek ve kadınlara hizmet eden, arkadaşlık ve rehberlik yapan farklı yaratıklar olup,cinsel partner olmakla veya cinsellikle bir alakası yoktur.Ayrıca bazı ayetlerin meallerinde hurilerin sanki cennet ehlinin cinsel partnerleri olup onlarla evlenirler diye şeklindeki meallerin tümü hatalıdır.Çünkü tefsirlerde ilgili ayetlerin anlamı şöyle geçer ( وزوجناهم بحور عين ) ‘’ ve zevvecnahum bi hurin iy’n’’yani ( ….cennete giden erkek ve kadınları,huri iyn’lere sahip yaparız,onlarla bir araya getiririz,hizmetlerine veririz vs.) gibi şeklindedir.Yani hurilerin cinsellikle bir alakası yoktur.Aşağıdaki tefsir metinlerinde de (هم زوجنا ) ‘’zevvecnahum‘’( أي: قرنّاهم بهن وأصحبناهم، ) (ey karennahum bihinne ve ashabnahum) şeklinde olup bu duruma vurgu yapılmıştır.

(قال الإمام بن عجيبة فى تفسير البحر المديد فى تفسير القرآن المجيد ( وزوجناهم بحُور عِينٍ } أي: قرنّاهم بهن وأصحبناهم، فليس من عقد النكاح ولذلك عُدي بالباء لان العرب لا تقولوا تزوجت بها وانما تقولوا تزوجتها الخ
)
Ayrıca Aşağıda gösterilen Vakia-22.ayete geçen (وَحُورٌ عِينٌ ) ‘’ve hurun iy’nün ‘’cümlesi de

17.ayete geçen (يطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ )‘’yetufu aleyhim vildanun muhalledun‘’cümlesine atıf olup,bunlar da aynen ‘’vildanlar ‘’gibi cennete giren erkek ve kadınlara hizmet ederler…’’anlamındadır.( الله اعلم)

} يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ{17} بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِّن مَّعِينٍ{18} لَا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنزِفُونَ{19} وَفَاكِهَةٍ مِّمَّا يَتَخَيَّرُونَ{20} وَلَحْمِ طَيْرٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ{21} وَحُورٌ عِينٌ{22} كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ{23} جَزَاء بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ{24

VAKİA-17-23.AYETLERİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALLERİ ŞÖYLEDİR!

(17-21)(......O Naim cennetlerinde) yaşlanmayan delikanlı hizmetçiler,(içmekle) başları ağrıtmayan ve rahatsız etmeyen (içeceklerin) kaynağından doldurulmuş kadehler, sürahiler ve bardaklar ile,hem de hoşlarına giden meyveler ve iştahla yiyecekleri kuş etleri ile onların etrafında (hizmet ve servis için) dolanırlar.

Vakia-(22-23) Yine orada (hizmet etmek ve rehberlik yapmak üzere) dolanan iri gözlüler (hizmet etmek ve rehberlik yapmakla görevli yaratıklar) vardir ki,saklı inciler gibidir.’’şeklindedir.

Ayrıca aşağıdaki arapça metninde belirtildiği gibicennente gidenler‘’hurilerle‘’evlenirler şeklinde hiçbir sahih ve muteber bir hadiste te yoktur.’’deniliyor.Konuyla ilgili rivayetlerin münker,uydurma ve senedleri zayıftır.!

= "الحور العين"
ليس هناك حديث بدرجة "صحيح" ثبت عن النبي، عن الحور العين
أكثرها مناكير، أو ضعيفة، وقليل"٨فقط" بدرجة "حسن"
=وفي آي القرآن الكريم، لم يثبت "إطلاقا" أن "الحور العين" من جنس "الإناث" وأنهن "مكافأة للذكر"
هذا ينافي العدل الإلهي

Özetle,cinler de aynen insanlar gibi hemcinsleri olmayanlarla cinsel ilişki kuramazlar, Yani her cins kendi cinsiyle ilişki kurabilir,ne insan cinlerle,ne de cinler insanlarla ilişkiye girebilirler!

Adsız dedi ki...



Bazı insanlar da maymun'a çevrilmiştir. (Bakara-65, Araf-166) (diyorsunuz)

ZALİM VE AZGIN BAZI İNSANLAR NASIL MAYMUNLAŞTI?

A’RAF-166.AYETİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALİ ŞÖYLEDİR!

165-166-Böylece onlar,kendilerine yapılan bütün uyarıları kulak ardı edip onları,bir kenara atınca,biz de kötü eylemleri önlemeye çalışan kimseleri kurtardık.Zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden ötürü şiddetli bir azap ile yakaladık.Şöyle ki: Onlar serkeşlik edip yasakları çiğnemekte ısrar edince:kendilerine «aşağılık kimseler olarak birer maymun (karakterli) olunuz» dedik.şeklindedir.

Bakara-66.ayetin doğru meali de böyledir!

Yani bunlar bedenen ve şeklen maymun olmamışlardır, belki maymun karakterli,aç gözlü,doyumsuz vb. karakter sahibi kimseler olmuşlardır. (bkz. Taberî, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).
--------------------

‘’İsa da Adem gibi topraktan yaratılmıştır. (Ali İmran-59)’’ (diyorsunuz)

İlgili ayete İsa ,Adem gibi topraktan yaratıldığına değil,onun Adem gibi babasız dünyaya geldiğine vurgu yapılmıştır,yani bu yönüyle Adem’e benzetilmiştir.

ALİ İMRAN 59.AYETİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALİ ŞÖYLEDİR!

Ali İmran-59: Doğrusu Allah katında (dünyaya gelmesi açısından) İsa’nın durumu aynen Âdem’in (babasız) durumu gibidir.Allah onu (Adem’i) toprak türünden yarattı, ardından ona "Ol!" dedi; o da oluş sürecine girdi.’’ şeklindedir.

----------------------------------

Allah insan için,hayvanlardan 8 eş (Zümer-6), 2 koyun, 2 keçi, 2 sığır,2 deve olmak üzere (Enam-143, 144) ve binek için at katır(?), eşek (Nahl-8) olarak hayvanları da yaratmıştır. (Nahl-5) (diyorsunuz)

ZÜMER-6 ve ENAM-143-144.ayetlerde sadece insanların et ve sütünden en çok yararlandığı ‘’büyükbaş ve küçükbaş evcil hayvanlara‘’vurgu yapılmıştır.Yani bunların etleri ve sütleri helal olup,insan için büyük bir nimettir.Ayrıca cahiliye devrinde bazı durumlarda bu tür hayvanların et ve haram sayılırdı,işte bu ayetler onların yaptıkları yanlış bulup, et ve sütlerinin haram olamayacağını bildirmektedir.Bu nedenle bu ayetlerdesadece bu hayvanlara vurgu yapılmıştır.

NAHL-8: Hem kendilerine binesiniz,hem de zînet olsun diye atları,katırları merkepleri yaratmış; ve şimdi bilemiyeceğiniz (her çeşist nakil vasıtaları,otomobil,uçak ve füzeler.. gibi) daha niceleri de yaratacak.

--------------------------------

Bir şey yaratmak istediği zaman 'ol'demekte ve olmaktadır.(Yasin-82,Nahl-40) (diyorsunuz)

YASİN-82 VE 40.AYETLERİN DOĞRU MEALLERİ DE ŞÖYLEDİR!

Yasin-82: O,eşsiz yaratışıyla bir şeyin olmasını dilediği zaman,sadece ona "Ol!" demesi yeter: o da hemen oluş sürecine girer.’’şeklindedir.

Hemen oluverir’’şeklindeki mealler hatalıdır,çünkü,son cümlede fiili muzari yani ‘’geniş ve gelecek zamanı’’ifede eden ( فيكون ) cümlesi geliyor..Bu da ‘’ Ol! emrinden sonra ‘’oluş sürecine giriyor ve oluşmaya başlıyor’’ anlamındadır.

İşte görüldüğü gibi ayetlerin mealleri doğru ve düzgün yapıldığında hiçbir sorun söz konusu olamıyor.Sorunların tek nedeni hatalı meal ve yorumlardır.!

Saygılarımla.

Sorgula dedi ki...

Benim anlayamadığım konu. Madem Allah ol deyince oluyor, neden 6 gün sürmüş.

Zaman kavramı dünyaya mahsus bir birim olduğuna göre bunu yazan kişi daha iyi bilemiyordu ki dünyayı yaratmak insan yaratmaktan herhalde daha çok zaman alır. Ben en iyisi biraz daha uzun sürdüğünü yazayim diye yazdı uydurdu.

Sorgula dedi ki...

tonla meal var hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğuna kim karar veriyor?