Carl Sagan
Milyarlarca ve MilyarlarcaMilenyumun Eşiğinde Yaşam ve Ölüm Üzerine Düşünceler
Carl Sagan
Çeviri :Füsun Baytok
Sayfa Sayısı: 282
Carl Sagan kariyerinin son kitabı Milyarlarca ve Milyarlarca'da hepimizin içinde yaşadığı evrene ilişkin temel konuları her zaman olduğu gibi hem aklıyla hem yüreğiyle ele alıyor. Konu ister insandaki avlanma içgüdüsü, ister çocukluğunun oyuncak trenindeki elektrik transformatörünün kokusu, isterse küresel ısınma ya da Mars'ta yaşam olsun... Kitaptaki denemeler evrenin uçsuz bucaksızlığında yol alırken, insan zihnini de araştırıyor. Çünkü Sagan'a göre gelecek yüzyıllarda karşılaşacağımız sorunları ancak bilimi ve duyguyu birleştirerek çözebiliriz."
Yayınevi: Kaynak Yayınları
İncelemesi Yapılan: 1. baskı, Ağustos 1997
95 sayfa
İlhan Arsel bu eserinde İslam hukuğunun, başta Kuran ayetlerine dayanarak, kölelik sistemini nasıl da onayladığını örnekleriyle açıklıyor. Bazı İslamcıların İslamın aslında köleliğe karşı olduğu yönündeki fikirlerinin gerçeği yansıtmadığını ortaya koyuyor.
İslam tarihinin de kabul ettiği gibi Muhammed'in en gözde cariyelerinden (kadın köle) olan Mariya, Mısır piskoposunun ona hediye ettiği dört köleden biridir. Muhammed, kendisine hediye edilen bu dört köleyi de kabul etmiş, kendi kölesi yapmıştır. Mariya ile nikah da kıymamış ama cinsel ilişki kurmuştur. Hatta ondan İbrahim adlı bir erkek çocuğu olmuştur (çok küçük yaşlarda bu çocuk ölmüştür). Demek ki başta Muhammed'in hayatı kölelik konusunda İslamın hangi çizgide olduğunu göstermektedir.
İlhan Arsel'in kitabın önsözüne yazdığı yazıların bir kısmını aşağıda sunuyoruz:
Her konuda olduğu gibi kölelik konusunda da şeriat, kapkaranlık bir zihniyetin ifadesi olarak karşımızdadır. Şu bakımdan ki, insan varlığının kutsallığı ve haysiyeti ile bağdaşmaz kuruluşları ve bu arada köleliği, hiçbir itiraz ve direnişe olanak bırakmadan, yüzyıllar boyunca sürdüregelmiştir.
Gerçekten de şeriat hükümleri, kaynaklarıyla belirteceğimiz gibi köleliğin doğal bir kuruluş olup köle ile hür arasında hukuki eşitsizlikler bulunduğunu, savaşlarda alınan esirlerin köle ya da cariye olarak paylaşılmasının "Tanrı emri" ortaya vurmaktadır. O kadar ki, Kuran'da Tanrı'nın, büyük cömertlikle Muhammed'e, ganimet olarak köleler, cariyeler helal ettiği dahi yazılıdır. Ayet şöyle: "Ey Muhammed! ...Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri sana helal kıldık..." (K. 33 Ahzab Suresi, ayet 50)
Yine şeriat verilerine göre Muhammed, yaşamı boyunca ve çeşitli yollardan köleler edinmek, köleleri kendi hizmetinde tutmak, ona buna satmak, hediye etmek, Müslümanlara köle edinmeleri için olanak sağlamak, köleleri azadlamaktansa başkalarına hibe etmenin daha hayırlı iş olduğunu anlatmak ve böylece kendinden örnekler yaratmak suretiyle, köleliği, "Tanrısal" ve "dinsel" bir kuruluş olarak geçerli kılmıştır.
Bu nedenledir ki tüm İslam ülkelerinde kölelik, yirminci yüzyıla gelinceye kadar doğal ve resmi bir kuruluş olarak iş görmüştür; panayırlarda ve esir pazarlarında insanlar, tıpkı hayvanlar gibi parayla alınıp satılabilmişlerdir.
Yayınevi: Kaynak Yayınları
İncelemesi yapılan: 1. baskı, Mayıs 2000
303 sayfa
Arif Tekin' in bu çalışması, Aydınlık Dergisi' nin düzenlediği 1999 Turan Dursun İnceleme ve Araştırma Yarışması' nda, Muazzez İlmiye Çığ' ın Kur'an İncil ve Tevrat' ın Sümer'deki Kökeni ve İbrahim Peygamber adlı çalışmayla beraber birincilik ödülüne değer bulundu.
Kitapta ağırlıklı olarak şu sorulara yanıt aranmaktadır:
Muhammed' in yaşadığı dönemde Kur'an gibi bir kitabın insanlar tarafından hazırlanıp ortaya çıkması imkansız mıydı? Yoksa Kur'an'ı ortaya çıkarabilecek uygun bir sosyo-kültürel ortam ve gayet iyi bir yazar kadrosu mu vardı?
Muhammed' in yaşadığı dönemde Kur'an gibi bir kitabın insanlar tarafından hazırlanıp ortaya çıkması imkansız mıydı? Yoksa Kur'an'ı ortaya çıkarabilecek uygun bir sosyo-kültürel ortam ve gayet iyi bir yazar kadrosu mu vardı?
Muhammed iddia edildiği gibi okur-yazar değil miydi? Yoksa bu iddia, Kur'an'a inanırlık kazandırmak amacıyla kullanılan bir taktik olup, aslında o kendini çok iyi yetiştirmiş, ekibini kurmuş, ayrıca dinler tarihi ve mitolojide uzman bir kişi miydi?
İnsanların kurtuluşu için tek alternatif, iddia edildiği gibi Kur'an mıdır?
Arif Tekin, tüm bu sorulara akıl ve bilim çerçevesinde yanıt veriyor. Kitapta ele aldığı konuları, başta Kur'an olmak üzere hadis, tefsir, siyer, tabakat ve İslam tarihi gibi sağlam kaynaklara dayandırıyor.
Arif Tekin, kitabının önsözüne şöyle başlıyor:
Böyle bir kitap yazmaya karar verene kadar çok uğraştım: Hem sağlam bir iş yapmak amacıyla ciddi araştırmalar yürüttüm, hem de yazıp yazmama konusunda kendi içimde yoğun tartışmalar yaşadım. Çünkü gerek gördüğüm medrese tahsili -ki asıl branşım bu- gerek çalıştığım kurum (Diyanet İşleri Başkanlığı), gerek şeriatçı çevrelerin, benim gibi Kur'an'ı akıl ve bilim merceği altına alan insanlara karşı saldırıları, gerek yaşayıp büyüdüğüm İslami çevrem/dostlarım -ki onları kaybetmek pek kolay değil-, gerekse normal bir Müslümanın inandığı gibi benim de daha önceden inandığım cennet-cehennem ile ilgili kaygılarım, Kur'an hakkında benim böyle bir kitap yazmamı olumsuz etkiliyordu. Ama sonunda işin mahiyetini anlayınca; insanlığı, çocuklarımız için mutlu bir geleceği... her şeyin üstünde tutmak zorunda kaldım.