Her ne kadar Kuran'da, insanlık dışı bir uygulama olan RECM geçmiyorsa da, RECM resmen İslam hukukunda (Şeri hükümlerde) bulunmaktadır.
Recm'in aşağıdaki sözlerden nesh edilip, hükmünün baki olduğu iddia edilmekteymiş;
'Es-şeyhu ve'sseyhatu izazeneya fercumü hüma...'
İslam dünyasında yuzyıllardan beri uygulanan recm, gerçekte İslam'a Yahudi'lerden geçmiştir. İslam öncesi Arap'larda recm cezası bulunmamaktadır. Bu ceza, Yahudi uygulamalarını ve Tevrat'i iyi bilen Muhammed tarafından Arap toplumuna kazandırılmıştır. Yahudilerin bile çok zaman önce bıraktığı bu ceza, gelişmiş modern(?) bazı İslam ülkelerinde halen uygulanmaktadır. Yani recm, diğer bir uhrevi dinden sorgulamadan alınmış ilkel bir ceza yöntemidir.
Kuran'ın derlenmesi esnasında, sertlik yanlısı olan Ali taşlama Ayeti'ni Kuran'a sokmak istediyse de, iki şahit getiremediğinden bu isteğini gerçekleştirememiştir. Her ne kadar Ali'nin çabaları bu cezayı Kuran'a sokmaya yetmediyse de, recm yüzyıllar boyu en sert şekilde uygulanmış, sayısız canlar atılan taşlar altında verilmiştir.
Gerçekte İslam'a inanılıyor ise, İslam hukukunda bulunan bir ceza müessesi olan RECM'e de inanılmalı, resmen kabul edilmelidir. Kuran recm'i tasdiklemediği gibi yasaklamamaktadır da.. Kuran'ın indiği dönemlerde fiilen uygulanan, bilinen bir ceza olan recm, Kuran'da yasaklanabilecekken, yasaklanmamıştır. Oysa ki Kuran'da pek çok şey yasaklanmaktadır. İşin aslı, recm cezası karşısında sessiz kalan Kuran, bu cezayı üstü örtülü bir şekilde onaylanmaktadır.
Herneyse, şimdi İslam ceza hukukunun recm ile ilgili koyduğu kurallara bir göz atalım;
En başta bilmemiz gereken, Recm'in esasen kadınlara yönelik bir ceza olduğudur. Her ne kadar erkek de recm edilebilir ve bir çok erkek recm edildiyse de, erkek diyet ödeyerek recm'den kurtulabilir, kadının bu hakkı yoktur.
Recm'in zina suçu karşılığında verilmiş bir ceza olduğunu hepimiz biliyoruz. Zina'nın ispatı için dört şahit gerekmektedir; bu şahitlerin yalanı ortaya çıkmadıkça, yalan söylemesi durumu değiştirmez. Kadın yalan söylenerek recm edilmiş, yalan sonradan ortaya çıkmış ise, yalan söyleyenin cezası sadece 80 deynektir. Yine zina suçunda bulunup, bu suçu ispatlayamayanların cezasi da 80 deynektir (Nur-4). İslam ceza hukukuna göre, zina iddiasında bulunan dört şahitten birisi köle ise, zina iddiasi kabul edilmez. Diğer üç şahit 80'er sopa yerler, köle ise sadece 40 sopa yiyecektir. Zina davası açan davayı geri çeker, yani davadan vaz geçerse, şahitler 80'er sopa yerler. Şahitlerden birisi ölürse, diğer üç şahidin şahitliği kabul edilmez ve 80'er sopa yerler. Yukarıda anlattığımız nedenlerle sopa yiyenler, sopa yemelerinin yanı sıra, artık bir daha şahitlikleri kabul edilmez ve tamamen günahkar sayılırlar. Yani görüldüğü gibi zina iddiasına şahitlik yapmak da oldukça risklidir. (Tabidir ki, bu cezalar, güya zina iddiasında bulunmayı zorlaştıran cezalarmış gibi görünmektedir. Uygulanmışmıdır, ne kadar caydırıcı olmuştur bilemiyoruz.)
Recm cezası evli bir erkek ile, evli bir kadının zina suçu işlemesi durumunda uygulanmaktadır. Zina yapan evlenmemiş yetişkin kızlar için recm değil, Nur-2'deki 100 sopa cezası uygulanır. (Fakat pratikte buna dikkat edilmişmidir, uygulanmişmıdır bilemiyorum. Ayrıca dul kadınların durumu nedir?)
Köle mülk, mülk'ün de mehir nedeni ile nikah'a benziyor olması yüzünden, köle ile yapılan zina da recm ile cezalandırılmaktadır. (Köle bir maldır. Cariyeler erkeğin karısı sayılmamakla birlikte, erkegin malı olduğundan recm uygulanmaktadır. Tersinden bakarsak, erkegin karısı, erkeğin malıdır.)
Bir de LİAN mevzusu bulunmaktadır; buna göre koca karısını zina ile suçlar ve dört şahit getiremezse, recm'e gidilmez. Şahitler huzurunda karı-kocanın boşanması sağlanır.
Recm cezası infaz edilirken, şikayetçi ve şahitlerin de infaz esnasında hazır bulunmaları gerekmektedir. Hatta taşlamaya şahitler ve sikayetçilerin başlaması zorunludur. İnfaz esnasında şahitler ortamda değiller veya oradalar fakat ilk taşı atmıyorlarsa ceza düşmektedir. Çünkü bir süphe uyanır ve recm cezası herhangi bir şüphe duyulursa düşer.
Görüldüğü gibi nereden bakılırsa bakılsın tamamen ilkellik olan bu ceza ve kurallar, insanlık onurunu ayaklar altına alan, kabul edilemez uygulamalardır. Bilinmesi gereken en önemli ayrıntı ise, bu ve benzeri kuralların uygulanıyor veya uygulanmıyor olması değil, İslam var oldukça bu ilkelliklerin de var olacağıdır.
Recm'in aşağıdaki sözlerden nesh edilip, hükmünün baki olduğu iddia edilmekteymiş;
'Es-şeyhu ve'sseyhatu izazeneya fercumü hüma...'
İslam dünyasında yuzyıllardan beri uygulanan recm, gerçekte İslam'a Yahudi'lerden geçmiştir. İslam öncesi Arap'larda recm cezası bulunmamaktadır. Bu ceza, Yahudi uygulamalarını ve Tevrat'i iyi bilen Muhammed tarafından Arap toplumuna kazandırılmıştır. Yahudilerin bile çok zaman önce bıraktığı bu ceza, gelişmiş modern(?) bazı İslam ülkelerinde halen uygulanmaktadır. Yani recm, diğer bir uhrevi dinden sorgulamadan alınmış ilkel bir ceza yöntemidir.
Kuran'ın derlenmesi esnasında, sertlik yanlısı olan Ali taşlama Ayeti'ni Kuran'a sokmak istediyse de, iki şahit getiremediğinden bu isteğini gerçekleştirememiştir. Her ne kadar Ali'nin çabaları bu cezayı Kuran'a sokmaya yetmediyse de, recm yüzyıllar boyu en sert şekilde uygulanmış, sayısız canlar atılan taşlar altında verilmiştir.
Gerçekte İslam'a inanılıyor ise, İslam hukukunda bulunan bir ceza müessesi olan RECM'e de inanılmalı, resmen kabul edilmelidir. Kuran recm'i tasdiklemediği gibi yasaklamamaktadır da.. Kuran'ın indiği dönemlerde fiilen uygulanan, bilinen bir ceza olan recm, Kuran'da yasaklanabilecekken, yasaklanmamıştır. Oysa ki Kuran'da pek çok şey yasaklanmaktadır. İşin aslı, recm cezası karşısında sessiz kalan Kuran, bu cezayı üstü örtülü bir şekilde onaylanmaktadır.
Herneyse, şimdi İslam ceza hukukunun recm ile ilgili koyduğu kurallara bir göz atalım;
En başta bilmemiz gereken, Recm'in esasen kadınlara yönelik bir ceza olduğudur. Her ne kadar erkek de recm edilebilir ve bir çok erkek recm edildiyse de, erkek diyet ödeyerek recm'den kurtulabilir, kadının bu hakkı yoktur.
Recm'in zina suçu karşılığında verilmiş bir ceza olduğunu hepimiz biliyoruz. Zina'nın ispatı için dört şahit gerekmektedir; bu şahitlerin yalanı ortaya çıkmadıkça, yalan söylemesi durumu değiştirmez. Kadın yalan söylenerek recm edilmiş, yalan sonradan ortaya çıkmış ise, yalan söyleyenin cezası sadece 80 deynektir. Yine zina suçunda bulunup, bu suçu ispatlayamayanların cezasi da 80 deynektir (Nur-4). İslam ceza hukukuna göre, zina iddiasında bulunan dört şahitten birisi köle ise, zina iddiasi kabul edilmez. Diğer üç şahit 80'er sopa yerler, köle ise sadece 40 sopa yiyecektir. Zina davası açan davayı geri çeker, yani davadan vaz geçerse, şahitler 80'er sopa yerler. Şahitlerden birisi ölürse, diğer üç şahidin şahitliği kabul edilmez ve 80'er sopa yerler. Yukarıda anlattığımız nedenlerle sopa yiyenler, sopa yemelerinin yanı sıra, artık bir daha şahitlikleri kabul edilmez ve tamamen günahkar sayılırlar. Yani görüldüğü gibi zina iddiasına şahitlik yapmak da oldukça risklidir. (Tabidir ki, bu cezalar, güya zina iddiasında bulunmayı zorlaştıran cezalarmış gibi görünmektedir. Uygulanmışmıdır, ne kadar caydırıcı olmuştur bilemiyoruz.)
Recm cezası evli bir erkek ile, evli bir kadının zina suçu işlemesi durumunda uygulanmaktadır. Zina yapan evlenmemiş yetişkin kızlar için recm değil, Nur-2'deki 100 sopa cezası uygulanır. (Fakat pratikte buna dikkat edilmişmidir, uygulanmişmıdır bilemiyorum. Ayrıca dul kadınların durumu nedir?)
Köle mülk, mülk'ün de mehir nedeni ile nikah'a benziyor olması yüzünden, köle ile yapılan zina da recm ile cezalandırılmaktadır. (Köle bir maldır. Cariyeler erkeğin karısı sayılmamakla birlikte, erkegin malı olduğundan recm uygulanmaktadır. Tersinden bakarsak, erkegin karısı, erkeğin malıdır.)
Bir de LİAN mevzusu bulunmaktadır; buna göre koca karısını zina ile suçlar ve dört şahit getiremezse, recm'e gidilmez. Şahitler huzurunda karı-kocanın boşanması sağlanır.
Recm cezası infaz edilirken, şikayetçi ve şahitlerin de infaz esnasında hazır bulunmaları gerekmektedir. Hatta taşlamaya şahitler ve sikayetçilerin başlaması zorunludur. İnfaz esnasında şahitler ortamda değiller veya oradalar fakat ilk taşı atmıyorlarsa ceza düşmektedir. Çünkü bir süphe uyanır ve recm cezası herhangi bir şüphe duyulursa düşer.
Görüldüğü gibi nereden bakılırsa bakılsın tamamen ilkellik olan bu ceza ve kurallar, insanlık onurunu ayaklar altına alan, kabul edilemez uygulamalardır. Bilinmesi gereken en önemli ayrıntı ise, bu ve benzeri kuralların uygulanıyor veya uygulanmıyor olması değil, İslam var oldukça bu ilkelliklerin de var olacağıdır.
3 yorum:
Recm ile ilgili ayet yok dedik ama hadislerde son derece enterasan bilgiler var bu konuda. recm ayetlerini bir keçi yemiş
Mubarek keci kuranin bazi ayetlerini yiyinceye kadar;
Aişe (r.ah) nakleder: "Recm ve büyüklerin on defa süt emzirmesi (nin süt kardeşliği oluşturacağı) hususundaki ayetler benim yatağımın altında bulunan bir sayfa üzerinde yazılı idi. Peygamber vefat edince Peygamber'in vefatıyla meşgul olduk da keçi gelip onları yedi."
Dar-e Kutni, c.4, s.105, İbn-i Mâce, c.1, s.625
Mubarek kecinin yedigi ayetler recm ile ilgili idi. Ayse, muslim ve tirmizinin bize aktardigi hadislerde bu ayetlerin varligindan soz etmistir;
Aişe(r.ah) derki Peygamber(s) vefat edinceye kadar Recm ayeti okunurdu.
Muslim c. 4. s. 167, Tirmizî, c.2, s.309
Omer duruma mudahale etmek istemis, fakat "Allah'in sozunu degistirdi" ya da "Allah'in sozu ustune soz ekledi" diyeceklerinden korkup caresiz kalmisti.
"Keçinin yemesi sonucu Kuran'dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran'a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi"
(Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).
Kenz-ül Ummal'da Ömer b. Hattab'ın Müsned'inden naklen, Ömer'in Hüzeyfe'ye şöyle dediği nakledilmiştir: Ömer b. Hattab bana dedi ki: "Ahzap suresinin (ayetlerini) kaç olarak sayıyorsunuz?" Ben de "72 veya 73 olarak" dedim. O da şöyle dedi: "Oysa (büyüklükte) Bakara suresine yakındı! Recm ayeti de onun içindeydi
Kenz-ül Ummâl, c.2, s.480.
Aynı rivayet şu Müsned-i Ahmed'de Ubeyy b. Ka'b'dan nakledilmiştir.; c. 5, s.132. Yine Beyhaki de nakletmiştir Sünen'inde: c. 8, s.211. Müstedrek-üs Sahihayn, c.2, s.415, c.4, s.359.
Übeyy b. Kab bana şöyle dedi: "Ey Zerr, Ahzap suresini kaç (ayet) olarak okuyorsun?" Ben de "Yetmiş üç" dedim. O zaman şöyle dedi: "Oysa Bakara suresine benziyordu; yada ondan da uzundu!! Biz onda recm ayetini de okuyorduk." Bir nakilde ise şöyle geçer: "O (Ahzap suresinin) sonunda şöyle diyordu: "Evli erkek ve evli kadın zina ettiklerinde, onları elbette recm edin!! Allah'tan bir ceza olarak; ve Allah Aziz ve Hekim'dir!! Bu hesaba göre Ahzap suresinden 200'ü aşkın ayet eksilmiştir.
Kenz-ül Ummâl, c.2, s.567, Ed-Dürr-ül Mensûr (Suyûtî), c. 5, s180.
Hz. Ömer (ra)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti: "Allah Teala hazretleri Muhammed (sav)'a hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitaba indirdi. Bu indirilenler arasında recm ayeti de vardı! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resulullah (sav) zina yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkara sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalalete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinaları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- sübüt bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teala' nın kitabına ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'a) yazardım."
Kaynak: Buhari, Hudud 31, 30, Mezalim 19, Menakibu'l-Ensar 46, Megazi 21, İ'tisam, 16; Müslim, Hudud 15.
Yes undoubtedly, in some moments I can bruit about that I jibe consent to with you, but you may be inasmuch as other options.
to the article there is still a definitely as you did in the fall efflux of this request www.google.com/ie?as_q=motoroads bulgaria ?
I noticed the phrase you have in the offing not used. Or you functioning the pitch-dark methods of development of the resource. I possess a week and do necheg
Recmi uygulayanlar kafirdirler kuranda geçmeyen bir şeyi kurandaymış gibi uydurup hem kuranın ayetlerinin eksiltildiğini(keçi örneği gibi) savunurlar. Kuranda ne yazıyorsa odur aksini uygulayan kafirdir zaten kuranı kıyamet gününe kadar koruyacak olan allahtır, bu sapkın düşüncelerle kuran değişti diyende kafirdir nisa 14 ve 15 nci ayette de cezanın nasıl olduğu anlatılmaktadır. Allah kim allahın hükmüyle hükmetmesse onlar kafirlerin ta kendileridir buyurur.
Allah bu uydurma hadiseler için bakın ne der :
Neyiniz var, nasıl olur da böyle bir şey iddia edebilirsiniz? Ne biçim hüküm veriyorsunuz öyle? Yoksa size ait bir kitap var da bu kabîl bilgileri oradan mı okuyorsunuz?Onda "Siz neyi tercih ederseniz size verilir." diye bir bilgi mi buluyorsunuz?-Kalem 36-37-38
Yorum Gönder