Eski Diyanet işleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş'in Gerçek Din BU 2 kitabındaki konu ile ilişkin yazısını zerre kadar yorum katmadan sadece özetleyerek kendi sözleri ile alıntılıyorum. Prof.Dr. Süleyman Ateş Kuran'ın nasıl Derlendiğini anlatıyor. ( gerçek din bu 2 kitabından sayfa 127-135 )
A- BİRİNCİ DERLEME
Peygamber devrinde vahiy devam ettiği için Kuran-ı Kerim toplanıp bir kitap haline getirilmemişti.Ömer , ebubekir'i Kuran'ı yazdırmaya ikna etti. Zeyd Bin sabit bu iş ile görevlendirildi.Zeyd, Kuranı araştırmaya hurma dallarından yassı taşlardan ve insanların hafızalarından başladı.zeyd,Tevbe suresinin son iki ayetini yalnız Ebu Huzeyne el-ensari'de buldu. İkinci derlemede ise Ahzab suresinin 53. ayetini yalnızca Huzeyme ibn sabit'ten almıştı.Zeyd'in derlediği ilk Mushaf ölümüne kadar ebubekir'de kaldı. Sonra ömer'e geçti. Ömer'in vefatından sonrada Hafsa'ya geçti.
B- İKİNCİ DERLEME
Hz. Osman döneminde İslam devletinin sınırları çok genişlemişti ve farklı dilleri konuşan kişiler Müslüman olmuşlardı.Bu kişilerin Arapça okuyuşları çok farklı idi ve sonunda birbirlerini küfr içinde olmakla suçlamaya varacak kadar ileri gitmişlerdi.özellikle Ermenistan bölgesindeki savaşta bu durum kendini baş göstermişti.Askerlerin kıraat farkından dolayı birbirlerini küfr içinde olmakla suçlamaları üzerine Osman kuran'ı tek bir kıratta kureyç lehçesi ile tekrar derlemeye karar verir. Hafsa'daki ilk derlenen mushafı aldırır ve Zeyd'in başında olduğu 6 kişilik bir komisyonu ikinci derleme için görevlendirir.komisyon üyeleri Kuran'ı yazarken ihtilafa düştükleri durumda Hz. Osman'a başvururlar ve onun direktiflerine göre kuran'ı yazarlardı. İkinci derleme bitince kimilerine göre 4 kimilerine göre 7 nüsha çoğaltıldı ve önemli vilayetlere gönderildi Hafsa'nın mushaf'ıda hafsa'ya iade edildi. Bundan sonra Hz. Osman diğer tüm Mushafların yakılıp yok edilmesini emretmiştir.Ancak bazı sahabilerin kendilerine özel Mushafları yaktırmadıkları tarihen sabittir. Hz. Ali, Abdullah ibn Mesud , übeyy ibn Ka'b'ın özel Mushaflarının varlığı bilinmektedir.
RESMİ MUSHAF HARİCİNDEKİ ÖZEL MUSHAFLARIN YAKILMA NEDENİ
Bunun temel nedeni, Kuran üzerinde doğabilecek bir düşünce ayrılığını önlemek idi. Çünkü kişilerin kendilerine özel kuran Mushaflarında yanılabilmeleri mümkün idi ve bundan dolayı kuran okunuşunda ve yazılında bazı farklar doğmuştu. Bu farkları ancak işin uzmanı olanlar çözebilirdi. Derleme işi ilk kez ebubekir döneminde yapılmış ama ayetler esaslı sıraya konulmamış rastgele bir Mushaf oluşturulmuştu. Ayrıca rivayetlerden anlaşıldığına göre ashab arasında sonradan bulunan ama bu ilk derlemede olmayan ayetler vardı.işte bu gibi nedenlerle de Osman döneminde ikinci derleme yapıldı. Ayetler ve sureler rastgele değil sıraya kondu.Böylece ikinci derleme ile Kuran'în tam ve doğru nüshası elde edildi. Birinci derleme ve ikinci derleme ile oluşturulan Kuran'ın tıpatıp aynı oldukları söylenemez. Çünkü ilk derlemede bazı ayetler bulunamamıştı. Özel olarak oluşturulan diğer Mushaflar yakıldığı gibi bir süre sonra ilk derlenen Mushaf'da yakılmıştır.Çünkü ilk derlemenin yazısı ilkeldi ve mükemmel değildi. Bu nedenle yakılması gerekiyordu. Böylece tek Mushaf kaldı. Hz. Ali'nin mushafını görmüş olanlar Osman döneminde ikinci kez derlenen resmi mushaftan bazı kelime farkları olduğunu söylerler. Kuran'ın , olduğu gibi korunduğundan şüphe yoktur. Ancak peygamber'e vahyedilmiş olan bütün ayetlerin şu anki resmi Mushafta bulunduğunu söylemek abartı olur. Çünki yine kuran'ın ifadesi ile Peygamberin hafızasından silinmiş ayetler vardır.Bu ayetler peygamber zamanında Allahın dilemesi ile peygambere unutturulmuş böylece yazılamamış ve ortadan kalkmıştırlar.Ama peygamberin yazdırdığı ayetler titiz bir çalışma ile derlenmiş ve Kur'an olarak günümüze kadar gelmiştir.Resmi mushaftan ayrı olan özel Mushaflar yakılmış olmakla beraber bazıları saklanarak sonraki kuşaklara intikal etmiştir. Bunları görenler bu özel Mushaflar ile Resmi Mushaflar arasındaki farkları tesbit etmişlerdir.Bunlar incelendiğinde temelde fark olmadığı sadece ufak tefek bazı kelime farklıklarının bulunduğu görülür.
4 yorum:
birde var olduğu bilindiği halde koyulmayan ayetler var. halife ömer recm ayetinin kurana konulmadığını diyor. çok komik :)
senin blogu ekliyorum benim bloguma.
buda benim blog:
dinlereinanmamak.blogspot.com
Aklınızca anlamadığınız şeylere isinize geldiğince güzel yorumlar getirmişsiniz, hadi bilimsel yoldan olasılık hesabı yapalım, diyelim evrim teorisi gerçek ölüp gittik hepimiz toprak olduk yaptığımız her kötülük günah yanımıza kar kaldı.İnanan'la atesitin bir farkı yok hepsi toprak oldu,skor 0-0 ikinci olasılık inançlı insanların söyledikleri gerçek oldu ve kıyamet gerçekleşti sorgu ve ahiret cennet cehennem gerçek oldu inanlar kurtuldu inanmayanlar sonsuz azab içinde skor 1-0 bu olasılıklar gösteriyoki kazançlı taraf inanç,evrim teorisinin temeli bilimse işte sayılar ve skor,dünyadaki insan nufusunun yuzde 99 bır yaratılışa inanıyo çünki bu kalblerine aktarılmış temel ihtiyaçtır,yerinizde olsam bu yüzde 0.1 olasılığın içinde olmak istemezdim o dil uzattığınız Muhammet a.s. size bile merhametle şefaat edip kurtuluşunuzu sağlıyacak tek aracıdır.Hala inanmaya fırsatınız varken sadece inanın yada inananların inançlarına saygı gösterin bu insanlığın temel ahlaki kuralıdır.
kardeşim hiç bir kimse tarihi tam olarak bilmiyor o devirde yaşayan insanlar bile muhammette dahil bu işte samimi degil adam 23 sene yazdırmış durmuş hiç aklına gelmemişmi toplatmak hadi o kul peki allahın aklına gelmemişmi kendi sözlerinin bu hale gelecegi bırakın bu işleri muhammede allahtan daha çok tapıyorsunuz adamın hiç bir somut kanıtı yok bir tane göstersenize hadi hotri meydan.
Arkadaşım manyakmısın.Nerden çıktı evrim teorisi.Bİ de ne halt etmeye bu kadar yükleniosunuz evrim teorisine.Evrim tanrı yok demiyorki.AMa sizin ilkel dinlerinizi geçersiz kılıyo.Elbette inanmamak için tek sebep evrim teorisi değil.Güzel bir söz vardır."Dİnsiz olmak istiyorsan,ilk önce din kitaplarını oku" derler.Sizin dinleriniz zaten kendni geçersiz kılıyo.
Hem sen ne anlıosun evrim teorisinden atıp tutuosun.
GÜnahlar yanlarımıza kar kalıomuş.Kafanız bu kadar basıyo işte.Aciz beyniniz o günah dediğiniz kötlükleri önelemek yerine cezalandırmasını talep edecek kadar yetersiz.
Hem korkup inanmanın maksadı nedir onu bir açkasana sen.KOrkarakmı günahtan sakınıosun.Yani kötü olanı kötü olduğu içn değil sadece dininde yasak olduğu içinmi uygulamıosun.Bu ne mantıktır yaa.Kötüyü bileceksin.Yasak diye ufacık beebe gibi korkuyla davranmak zaten ancak sizin gibi gerilerden beklenir.
Yorum Gönder